Anayasa Mahkemesi, dezenformasyonla mücadele kanununun iptali başvurusunu görüşecek
Bugün Anayasa Mahkemesi (AYM), CHP’nin “Kamuoyunu yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak” suçundan hapis cezası öngören Dezenformasyonla Mücadele Kanunu olarak bilinen düzenlemenin iptali başvurusunu esastan görüşecek. Basın meslek kuruluşları da, gazetecilere yönelik keyfi suçlama ve tutuklamalara yol açan söz konusu yazının iptali için bugün Anayasa Mahkemesi karşısındaki alanda “sansür ve tutuklamalara karşı basın nöbeti” başlattı. Söz konusu yazı kapsamında tutuklandıktan 5 gün sonra serbest bırakılan gazeteci-yazar Tolga Şardan da basına giderek, “Umarım Büyük Mahkeme isabetli bir karar verir. Bu kararı sağduyulu buluyorum” dedi. yapacağı sadece mesleğimiz açısından değil, toplumun ve ülkenin beklentileri açısından da çok değerlidir. Toplumun rahatlamaya ihtiyacı var; doğru bilgiye ve gerçek habere ihtiyacı var. Bu nedenle gazetecilerin ellerini kısıtlamak, yollarını tıkamak yerine – Tırnak içine aldım – Gazetecilik yapan gazetecilerin yolunun açılması gerektiğini düşünüyorum. Mesleğimize ve bu mesleği yapacak gelecek nesillerin daha rahat çalışmalarına güzel bir temel olmasını diliyorum. Benden sonra bu süreçleri geçirin” dedi.
Bugün Anayasa Mahkemesi (AYM), CHP’nin Dezenformasyonla Mücadele Kanunu olarak bilinen düzenlemede “kamuya açık yanıltıcı bilgi vermek” suçundan hapis cezası öngören hükmün iptali için yaptığı başvuruyu görüşecek.
Basın Kurulu, ÇGD, Gazeteciler Cemiyeti, TGS, Haber Sen’den oluşan basın meslek kuruluşları, keyfi ithama yol açan söz konusu unsurun iptal edilmesi için bugün saat 10.00-14.00 arasında Anayasa Mahkemesi karşısındaki alanda toplandı. gazetecilerin tutuklanması. “Sessiz protesto ve serbest kürsü” eylemi ve “sansüre ve tutuklamalara karşı basın nöbeti” düzenlemeye başladı.
“MİT’in Cumhurbaşkanlığına sunduğu ‘adli rapor’da ne var?” İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlıklı yazısı nedeniyle yakın zamanda başlattığı soruşturma kapsamında tutuklanan ve 5 gün gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakılan T24 yazarı ve gazeteci Tolga Şardan da eylemi güçlendirmek için alana geldi. .
“TOPLUMUN RAHATLANMAYA İHTİYACI VAR; DOĞRU BİLGİYE, DOĞRU HABERE İHTİYACI VAR”
Shardan burada yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Ben bu olayı bu mesleğin kaderi olarak görüyorum. Kader mi değil mi tartışılır… Maalesef ezilen, farklı süreçlerin etkisinde kalan meslek grupları olarak ya da gazeteciler olarak bizler maalesef böyle bir durumu yaşıyoruz. Bugün Anayasa Mahkemesi bu meşhur Türk Ceza Kanunu’na çağrı yapıyor.” Yargıtay’ın 217/A kararının iptaline ilişkin toplantı yapılacak. Büyük mahkemenin sağduyulu bir karar vereceğini umuyorum. Bu sağduyulu kararın sadece mesleğimiz açısından değil, toplumun ve ülkenin beklentileri açısından da çok değerli olacağını düşünüyorum. Toplumun rahatlamaya ihtiyacı var. Gerçek bilgiye, gerçek habere ihtiyaç var. Dolayısıyla gazetecilerin ellerini kısıtlayıp yollarını tıkamak yerine -alıntılarla söylüyorum- gazetecilik yapan gazetecilerin yolunun açılması gerektiğini düşünüyorum.
Bu yasa geçen yıl Meclis’ten geçtiğinde sosyal medyadaki sahte hesaplarla ve bot hesaplarla mücadele etme çabası olarak açıklanmıştı ama bugün geldiğimiz noktada sadece ben değil meslektaşlarımız da gözaltına alındı ve benimle aynı gün serbest bırakıldı. Bu alanda gerçek gazetecilik için çalışan kişilerin de yer aldığını görüyoruz. Dolayısıyla bu konunun hem ülkemizin hem de mesleğimizin menfaati açısından bir an önce çözülmesi gerekiyor. Tutuklandıktan sonra birçok meslektaşımızın, yani sizin arkamda olduğunuzu gördüm; Çok eğlendim. Belki bu konuda sembol oldum ama açıkçası bu benim tercih ettiğim bir şey değildi. Süreç bu şekilde gelişti. Açıkçası bu sürecin sonunda bugün bir karar çıkar mı, yoksa yargıtay mı karar verir bilmiyorum. Avukatlar bu konuyu değerlendirecek. İçeriden aldığım ilk bilgi raportörün bu konuda biraz daha iyimser olduğu yönünde ancak içeride nasıl bir düzenleme olacağını bilmiyorum. Mesleğimize ve bu mesleği yapacak gelecek nesillerin daha rahat çalışmalarına güzel bir temel olmasını diliyorum. “Benden sonra kimse bu süreçleri yaşamasın.”